0 1 1

Gartner Magic Quadrant’ın en çok merak edilen kategorilerinden biri olan Gartner Magic Quadrant 2019 for Analytics and Business Intelligence Platforms bu hafta yayımlandı. Raporda yine sektördeki trendlere ve Gartner’ın önümüzdeki dönem beklentilerine dair uzun yorumların yanı sıra, tabii ki Magic Quadrant üzerinde bu alanda ürünler sunan oyuncuların birbirlerine göre konumlarını görme şansı bulduk.

Direkt sonuçlara girmeden önce, Analytics and Business Intelligence Platforms başlığı altında kimler değerlendiriliyor, bu başlık altında yer bulabilmek için ürünlerin hangi temel özellikleri taşıması gerekiyor, Gartner sektördeki ürünleri nasıl ayrıştırıyor da yalnızca 21 adet teknoloji şirketi bu çalışmada kendisine yer bulabiliyor bunlara da öncesinde değinmek istiyorum.

2020 Yılına Dair Öngörüler : “Augmented Analytics” ve “Natural Language Processing” devrimi

Gartner bu seneki raporuna 2020 yılı ve sonrasına dair, oldukça iddialı bir takım öngörülerle başlamış. Çok uzun değil, bir sene sonra aşağıdaki senaryoların somut bir şekilde hayatımıza gireceğini söylüyor:

  • 2020 yılından itibaren Augmented Analytics kabiliyeti BI & Analytics araçlarının seçiminde çok önemli bir karar kriteri olacak. Gartner, augmented analytics kavramını veri hazırlama (data prep)veri keşfi (discovery) ve keşiflerin paylaşımı (sharing) gibi temel süreçlere makine öğrenmesi (machine learning) kabiliyetlerinin dahil edilmesi şeklinde tanımlıyor. Ve bu durumun BI & Analytics piyasasında yeni bir devrim olduğunu, piyasadaki oyuncular için kartların yeniden karılması anlamına geleceğini söylüyor. Son bir kaç senedir augmented analytics kabiliyetlerinin, sektörün büyük oyuncuları tarafından sürekli desteklendiğini ve geliştirildiğini gözlemliyorduk. Gartner’ın öngörüsüne göre, bu durum önümüzdeki sene içerisinde hızlanarak devam edecek.
  • 2020 yılından itibaren analitik sorguların %50‘si Natural Language Processing (NLP) desteği ile yapılacak. Vay be dedirtiyor insana! Yani BI & Analytics araçları Google gibi çalışacak ve yazdığımız veya söylediğimiz bir soruyu cevaplayabilecek kabiliyetlere sahip olacak. “Geçen ay en çok ciro elde ettiğim bölge hangisi?” sorusunu cevaplamak için kullanıcılar oradan oraya bir şeyler sürükleyip sonuç elde etmeye çalışmak yerine, sorularını sesli veya yazılı komutlarla bu araçlara iletebilecekler. (Tabii İngilizce dışındaki lokal dil seçenekleri için biraz zamana ihtiyaç olacaktır)
  • Yukarıdaki iki maddede bahsedilen teknolojik gelişmeler ciddi bir kullanım kolaylığı getirecek. Geçmişte çoğunlukla IT tarafında yer aldıklarını gördüğümüz veri işçilerine iş kullanıcıları da hızlı bir şekilde eklenecek. Hatta iş kullanıcıları tarafında bu işi yapan personel sayısı, IT tarafındaki personelin 3 katına çıkacak. Bu yüzden kurumların organizasyonel yapıları ve çalışan yetkinliklerini yeniden ciddi biçimde ele alması tavsiye ediliyor. Son gelişmeler “Haydi bir kaç dashboard yaptıralım”ın ötesinde imkan ve kabiliyetler getiriyor çünkü.
  • 2021 yılından itibaren, analitik araçlara natural language processing kabiliyetlerinin gelmesiyle birlikte, kullanıcılar araçlara sohbet eder gibi sorular sorup cevaplar alabilecekler. Bu durum BI & Analytics araçlarını kullanan çalışan oranını %35 ila %50 seviyelerine kadar taşıyacak.

Modern BI & Analytics dünyası

Gartner raporunda gördüğümüz teknoloji şirketlerinin, analiz veya raporlamaya dair sunduğu tüm ürünlerinin bu değerlendirme kapsamında yer almadığını özellikle belirtmek gerek. Gartner sektörün geleneksel ürünleri ile, yeni nesil platformları net bir şekilde ayırarak 2 farklı başlık altında grupluyor artık:

  1. Traditional Enterprise Reporting Platforms
  2. Analytics and Business Intelligence Platforms

Üzerine konuştuğumuz Gartner raporu 2. başlık altında toplanan Analytics and Business Intelligence Platforms kategorisindeki ürünlere dair yorum ve değerlendirmeleri içermekte. Örneğin SAP Business Objects artık geleneksel araçlar sınıfında değerlendirildiği için, bu raporda değerlendirmeye alınmıyor. SAP’nin hangi ürünlerini konuşuyoruz o zaman derseniz: SAP Lumira, SAP Analytics Cloud, SAP Roambi gibi ürünleri sayabiliriz.

Bu arada teknoloji uzmanları ve ürün kullanıcılarının, Gartner tarafından sınıflandırılmış 340’ın üzerinde ürün grubunu değerlendirdikleri ve ürünleri puanladıkları PeerInsights portaline bakarak; Traditional Enterprise Reporting Platforms ve Analytics and Business Intelligence Platforms kategorilerine hangi şirketlerin hangi ürünlerinin dahil edildiğini de görebilirsiniz.

“Modern” ve “Geleneksel” ayrımına sebep olan temel kriterler neler?

Yeni nesil ürünleri, geleneksel ürünlerden ayıran en önemli özellikleri şöyle sıralayabiliriz:

  • IT tarafından hazırlanmış, sınırları belli semantik veri modelleri veya OLAP küpü tarzı çözümleri reddetmeleri. Bunun yerine kullanıcıların Agility ve Self-Service ihtiyaçlarını karşılayan, daha özgür bir veri erişim platformu sunuyor olmaları.
  • Kendi içlerinde barındırdıkları Self-Servis veri hazırlama, transformasyon ve veri modelleme kabiliyetleri sayesinde, Data Lake tarzı veri yapıları üzerinde başarıyla çalışabilmeleri
  • Daha az IT uzmanlığı ve desteği gerektiriyor olmaları. Veri hazırlığından, veri keşif sonuçlarının paylaşılması deneyimine kadar, kullanıcıların tüm süreci kolayca öğrenebilecekleri ve yönetebilecekleri kullanıcı dostu araçlar olmaları
  • Yalnızca veri tabanlarına sorgu gönderen arayüzler olmanın ötesinde, yüksek performans ve hızlı analiz deneyimi yaşatmak amacıyla kendi içerisinde in-memory çözümler barındırıyor olmaları

Gartner Magic Quadrant değerlendirmesine kimler girebiliyor?

Bu sene quadrant’da 21 teknoloji şirketi yer aldı. Zaman zaman bir önceki sene quadrant’da değerlendirmeye alınan şirketlerin bir sonraki sene çıkarıldığını, veya yeni şirketlerin zaman zaman değerlendirmeye dahil ediliğini görüyoruz.

Gartner seçim aşamasında oldukça detaylı bir çalışma yapıyor ve birden çok kriterin sağlanmasını bekliyor. Az sonra sıralayacağımız seçim kriterlerine bakıldığında bu çalışma içerisinde var olmak gerçekten oldukça güç. Bir çoğunun adını günlük hayatta pek fazla duymasak da, bu listede var olan şirketlerin tamamı sektörün büyük oyuncuları.

Şimdi gelelim seçim kriterlerine:

  • Öncelikle Gartner’ın Analytics and Business Intelligence Platforms başlığı altında tanımladığı, bizim de az önce bahsettiğimiz teknik kabiliyetlerin ve vizyonun var olup olmadığına bakılıyor. Bunlar ilk seçim kriteri ve örneğin ürünün bir semantik veri modeli tasarımına ihtiyaç duyuyor olması bile tek başına değerlendirme dışı kalması için yeterli bir sebep.
  • Bir diğer kriter ciro. Ürünün piyasadan talep görüyor ve satılıyor olması önemli. Bu listede yeni icat edilmiş bir start-up ürünün bu yüzden var olması mümkün değil. “Yıllık 25 Milyon USD ciro” veya “15 Milyon USD ciro artı bir sene öncesine göre %50 ciro artışı” gibi küçük oyuncuların değerlendirme dışı kalmasına sebep olan kriterler söz konusu.
  • Şirketlerin sektörde ne kadar boy gösterdiği de dikkate alınan bir diğer kriter. Yani ürünlerinin internette ne kadar arandığı, sosyal medya görünürlüğü, ürünle ilgili iş ilanı sayısı gibi piyasa trendleri değerlendirmeye dahil ediliyor.
  • Tüm bu kriterlerden geçen şirketlerin, değerlendirmeye konu olan ürünleri ile ilgili doneleri de Gartner’a sağlıyor olması gerekiyor. Şirketlere ürün fonksiyonlarına dair gönderilen RFP tarzı soru formlarını cevaplayıp göndermeleri, beklenen ürün fonksiyonlarına dair demo videolarının paylaşılması, teknik uzmanların ürüne erişip deneyebilmeleri için gerekli ortamların sağlanması gibi teknoloji şirketlerinin de zaman ve emek harcaması gereken bir süreç söz konusu.
  • Ürünün kullanım alanları ve dünya üzerindeki farklı coğrafyalara yayılabilmiş olması da önemli bir değerlendirme kriteri. Tüm şirketlerin ürünlerinin farklı farklı alanlarda ve dünya üzerinde farklı coğrafyalarda aktif olarak kullanılır durumda olduğunu ispatlamaları gerekiyor.

2019 Magic Quadrant nasıl okunmalı?

Magic Quadrant görüntüsünü nasıl yorumlamalıyız, kısaca buna da değinelim. Gartner her bir adayı Completeness of Vision ve Ability to Execute kategorilerinde puanlıyor. X ekseni Completeness of Vision, Y ekseni de Ability to Execute kategorisinde alınan skoru gösteriyor. Örneğin her iki alanda yüksek puan alan ürünler sağ üst köşede konumlanırken, bunlar Leaders grubu olarak nitelendiriliyorlar. Yukarıdaki diyagramdan görüldüğü üzere, diyagram üzerindeki pozisyonuna göre Niche PlayersVisionariesChallengers ve Leaders adı verilen 4 grup ortaya çıkıyor.

Ability to Execute kriteri altında, şirketin ürün vizyonunu somut olarak hayata geçirebilme ve ürünü almaya hazır potansiyel müşteriler yaratabilme kabiliyeti değerlendiriliyor. Bunun yanında kazanılan müşterilere yaşatılan uçtan uca müşteri deneyimi (satış süreci, satış sonrası destek, ürün kalitesi, upgrade ve migration deneyimi vs) de bir diğer değerlendirme alanı. Özetle potansiyel müşterilere “Bu ürün alınır” dedirtme, ürünü kullanan müşterilere de “Ben bu üründen memnunum” dedirtebilme kabiliyeti…

Completeness of Vision kriteri altında, kullanıcı ihtiyacını anlama, ürünün şu anda sahip olduğu ve ileride ürüne eklenmesi planlanan kabiliyetleri sayesinde sektördeki yeni trendlere ve kullanıcı gereksinimlerine cevap verebilme kabiliyeti ve potansiyeli ölçülüyor.

2019 Sonuçları

Yukarıdaki diyagram 2019 sonuçlarını göstermekte. Biz 2019 sonuçlarına mor renk ile belirtilmiş kısımları da ekleyerek, Leaders kategorisinde yer alan şirketler (Microsoft, Tableau, Qlik, ThoughtSpot) ile, megavendor kategorisinde sınıflandırılan büyük teknoloji şirketlerinin (Oracle, IBM, MicroStrategy, SAS, SAP) 2018 pozisyonunun nasıl değiştiğinin daha net görülebilmesini sağladık.

2019 sonuçlarında görülen değişikliklerle ilgili satır başları şöyle:

  • Microsoft, Tableau ve MicroStrategy bir önceki seneye göre pozisyonunu neredeyse korumuş.
  • Geçen sene 20 teknoloji şirketinden oluşan listeye bu sene GoodData da Niche Players grubundan girmeyi başarmış.
  • Olumlu yönde grubu değişen tek şirket ThoughtSpot olmuş. 2015 yılından sonra ilk defa Microsoft, Tableau ve Qlik dışında bir dördüncü şirketi Leaders kutucuğu içerisinde görüyoruz. Raporda şirketin güçlü yanları arasında yakaladığı güçlü momentumdan da bahsedilmiş ki, ilerleyen yıllarda da Leaders kategorisinde görmeye devam edebileceğimiz sinyalini veriyor bu durum. Güçlü momentum konusu ThoughtSpot dışında Looker ve Tableau için de olumlu birer gösterge olarak değerlendirilmiş.
  • Olumsuz yönde grubu değişen tek şirket de IBM olmuş. Geleneksel analitik araçlar konusunda zamanın büyük oyuncularından biri olan IBM‘in de Oracle‘ın ardından Niche Players grubuna sürüklendiğini görüyoruz (IBM geçen sene Visionaries grubundaydı). Bu arada hem IBM, hem de Oracle’ın çok değil 4 sene önce Leaders grubunda yer aldığını hatırlatmadan edemeyeceğim. Raporda IBM’in düşmeye devam eden momentumundan ve bu alandaki inovatif kimliğini yitirdiğinden bahsedilmiş.

Tableau ile ilgili yorumlar

Tableau’nun bulunduğu pozisyonda, geçen sene ile karşılaştırıldığında çok ciddi bir değişiklik olmadığı görülüyor. “Completeness of vision” tarafında küçük bir pozitif harekete karşılık, “Ability to execute” tarafında küçük bir negatif hareket görülüyor.

Gartner raporunda, Tableau’nun sektördeki diğer ürünlerin yanında güçlü kalmasını sağlayan özelliklerine şu şekilde değinilmiş:

Görsel veri keşfi ve veri manipülasyon kabiliyeti: Tableau’nun kusursuza yakın Visual Analytics kabiliyeti ilk madde olarak vurgulanmış. Tableau, kullanıcılarına sınırsız görsel analiz (visual analytics) imkanı sunmasının yanında, kullanıcıları verinin karakterine göre “best-practice” görsellere yönlendirme konusunda çok başarılı bir ürün olarak gösterilmiş. Veri keşfi yanında, görsel veri manipülasyonu olanakları açısından da üst seviyede kullanım kolaylığı sunduğuna değinilmiş. Gruplama, hiyerarşiler oluşturma, filtreleme, analitik fonksiyonlar ekleme vs gibi temel manipülasyon gereksinimlerinin, herhangi bir kodlama yapmadan, analiz arayüzünden görsel olarak ve oldukça kullanıcı dostu yöntemlerle karşılanabildiği vurgulanmış.

Tableau Hayranları: Tableau, kullanıcıyı ürün kullanımına teşvik etme amacıyla sunduğu online eğitim içerikleri, community ortamı, düzenlediği rutin kullanıcı buluşmaları ile sektördeki standartları koyan şirket olarak tanımlanmış. Raporda “Tableau fans” olarak tanımlanmış; Türkçeye çevirdiğimizde “Tableau hayranı”“Tableau taraftarı” hatta “Tableau hastası” olarak tanımlayabileceğimiz bir kitlenin varlığına ciddi bir vurgu yapılmış ve 2018 Tableau Konferansındaki 17.000 kişilik rekor kullanıcı katılımına değinilmiş.

Güçlü Momentum: Üçüncü güçlü yan olarak da Tableau’nun arkasındaki güçlü momentumdan bahsedilmiş. 2018 yılında Perpetual lisanslama (lisans + yıllık bakım) yerine sunulan ve yaygınlaştırılan Subscription lisanslama (kiralama) modeline rağmen, 2018 yılı cirosunda çok ciddi bir artış kaydetmiş olması, yalnızca 2018 yılında kazandığı 15.000 adedin üzerinde yeni müşteri ve halen bir çok potansiyel müşterinin ürün seçimi konusunda Tableau’yu güçlü bir aday olarak görmesinin sonucu olarak Tableau’nun momentumunun güçlü kalmaya devam ettiği belirtilmiş.

Finansal göstergeler dışında Tableau Foundation (Tableau Vakfı) çalışmalarının ve Data For Good hareketinin Tableau’nun momentumunu güçlendirdiğine değinilmiş. (Tableau, 2018 Ekim ayında Tableau Foundation için 2025 yılına kadar 100 Milyon USD’lik finansman sağlamayı taahhüt ettiğini açıklamıştı)

2018 senesi için olumsuz olarak yorumlanabilecek tarafları da şöyle belirtilmiş :

Support Eleştirisi : Müşterilerden toplanan geri bildirimlerde, Tableau’nun 2018 yılında gösterdiği support performansına dair eleştiriler bulunduğu belirtilmiş. Tableau geçtiğimiz sene Data Engine değişikliğine gitmiş ve Hyper’ı kullanıma sunmuştu. Şimdiye kadar büyük versiyon geçişlerini kullanıcıya hissettirmeyen Tableau’nun aynı performansı Hyper geçişinde tam olarak sergileyemediğinden bahsedilmiş. Ability to Execute eksenindeki minik negatif oynamanın sebeplerinden bir tanesi bu olabilir.

Maliyet : Geçen seneki subsription model lansmanı ve kullanıcı profiline göre sunulan lisans paketlerine rağmen bu konudaki eleştiriler devam ediyor. Tableau müşterilerinin %35‘i, daha büyük kullanım sayılarına ulaşma konusunda maliyet kriterinin bir sorun olduğunu söylemişler. Tableau, yalnızca lisans maliyeti tarafından değil, toplam sahip olma maliyeti (Total Cost of Ownership – TCO) bakış açısıyla bakıldığında pahalı bir ürün olmadığını; tam tersine lisans maliyeti çok daha düşük gözüken araçların kendisinden çok daha yüksek sahip olma maliyetleri doğurduğunu söylüyor yıllardır. Toplam sahip olma maliyeti başlığı altında; lisans maliyetlerine ek olarak eğitim ihtiyacı, bakım ve yönetim giderleri, ürünü işletmek için ihtiyaç duyulan çalışanlara ödenen maaşlar, ürün üzerindeki proje geliştirme süresine ait maliyetler de dikkate alınarak bir hesaplama yapılıyor. Tableau tarafından geçtiğimiz yıllarda duyurulan, Uluslararası IT Ekonomisi Enstitüsü‘nün yayımladığı Total Cost of Ownership raporu sonuçları dahi piyasadaki bu pahalılık algısını tam olarak yıkamamış gözüküyor.

Üründe geliştirilmesi gereken özellikler : Rapor çıktılarının Qlik’in NPrinting özelliğine benzer bir şekilde PDF formatında dağıtılabilmesi gerekliliğinin sektörde bir talep olduğu vurgulanmış ve kısa vadeli road-map’te bu konunun gündemde olduğu belirtilmiş.

Multiple Fact veri modellerinin tek bir data source içerisinde kullanılamadığına dair eleştiri yine var. Bu yorum sürekli geliyor ve ben bunun varlığını anlamakta hep güçlük çekiyorum açıkçası. Herhangi bir development veya model değişikliğine ihtiyaç olmadan farklı data source’ları ortak dimensionlar üzerinden blend ederek kullanmak bir veri modelleme standardı ve bu imkanı Tableau başarılı bir şekilde kullanıcıya sunabiliyor. Birden fazla fact tablo içeren kompleks veri modelleri oluşturma ihtiyacının, geleneksel araçlardaki semantik model tasarımını reddeden yaklaşımla çeliştiğini düşünüyorum.

Biraz uzun, ama umarım faydalı olmuştur.

Umut İşcan